14 Temmuz 2010 Çarşamba

Kendini Pişirmek

Hepimiz tanımlanmak yerine anlaşılmak isterdik. Belki o zaman oluşturulan imajları kabullenip, onlara sığınmaya çalışmazdık. Zaten ölçülerimiz ne zaman tuttu ki? Yine de vazgeçemeyiz şu beğenilme ve güçlü olma tutkusundan. Kendimizi başkalarına ait tariflere göre pişirmeye çalışmaktan... Bir adet ideal vücut alınır, üzerine yüzeysel bir beyin konur, içine 3-4 kaşık dalkavukluk karıştırılır, bir kepçe Batı özentiliği, ya da Doğu nostaljisi, çok az da kişilik serpiştirelim. Ama kişiliğin ölçüsünü kaçırmamak çok önemli!Kişilik belli belirsiz bir tat verecek, o kadar... Fazlası mideye zarar. Yoksa işin üstadı gurmeler, hemen kusup atarlar bizi midelerinden...

Ama zor tabi kendimizi sevmek... Öyle televizyonda ahkam kesen tiplerin dediği gibi aynanın karşısına geçip, “Kendimi Seviyorum” demekle sevilmiyor bu “ben” denen... Bugün çok güzel olacak demekle de güzel olmuyor gün... Zaten bütün bu "meli- malılar" arasında, kendimizi bulmak öylesine zor ki....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder